Mynet Trend

BİZE ULAŞIN

Mynet Tatil Bulucu

1 Kimle tatile çıkıyorsunuz?
2 Yurt içi mi yoksa yurt dışı mı tatil yapmak istiyorsunuz?
3 Yaz Tatili mi Kış Tatili mi?
4 Ne tür tatil arıyorsunuz?
5 Vizeniz var mıdır?
6 Balayı Tatili mi yapmak istiyorsunuz?
7 Eğer Seçiminiz yurt içi ise Tatil yapmak istediğiniz yerler?
7 Eğer Seçiminiz yurt dışı ise Tatil yapmak istediğiniz yerler?
8 Eklemek istediğiniz farklı detaylardan burada bahsedebilirsiniz.
    Kalan mesaj: 10

    Cerattepe’deki, Yasal Bir Yaşam Alanı Mücadelesi

    Türkiye, yeni bir maden ocağı mücadelesi içerisinde. Bilirkişilere göre Artvin Cerattepe'de kurulacak olan altın madeni, bölgedeki yaşamı düşündüğümüzden daha olumsuz etkileyecek.

    Devletin vatandaşa, vatandaşın da devlete karşı sorumlulukları vardır ve bu sorumluluklar, anayasa ile sabitlenmiştir. Anayasada vatandaş olarak anılan birey kendi sorumluluklarını, devlet de kendi sorumluluklarını yerine getirir. Devletin sorumlulukları, vatandaşın sorumluluklarından elbette daha fazladır ve “Devlet x yaptı y yapmasa da olur” gibi argümanlarla bu sorumluluklar eksiltilemez, bir sorumluluğun başka bir sorumluluğu ortadan kaldırması da beklenemez. Sözgelimi her köye asfalt yollar döşemek, sağlık masraflarından kısmaya zemin olamaz devlet için. Üzerinde yaşadığımız toprakların anayasası da buna özellikle değinir ve devletin vatandaşa karşı sorumluluklarını herhangi bir şüpheye mahal vermeyecek şekilde çerçevelendirir. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası 56. Maddesi şöyle demekte, aynen alıntılıyoruz: “Herkes dengeli ve sağlıklı bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidir.” Yani vatandaşın sağlığı ve yaşadığı çevrenin korunması, devletin sorumluluğundadır; tabii ki vatandaşın da. Aynı şekilde yine Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, yapılması planlanan girişimlerde kamu yararını göz önünde bulundurur. Anayasanın 169. Maddesine göre, bir girişim orman alanlarının tahribatına neden olacaksa bu girişim ancak kamu yararı gözetilerek yapılmalıdır. Kamu yararı bulunmayan bir orman irtifakı, anayasaya aykırıdır.

    Artvin halkı yıllardır aynı şeyle mücadele ediyor: Cerattepe’de kurulması planlanan maden ocağı. Bir adım ileri, bir adım geri derken bu iş senelerce devam etti. Şu sıralar, halk ve devlet arasında büyük bir çekişme sürüyor. Halk, Cerattepe’nin korunmasını istiyor, devlet ve işletmeci şirket de madenin kurulmasında ısrarcı. Bu altın madeni, mahkeme kararlarında da belirtildiği gibi Cerattepe’yi yaşanılabilir bir yer olmaktan çıkaracak. Bu maden neden zararlı?

    Bunun birçok cevabı var. Geçmiş yıllarda verilen bilirkişi raporlarında Cerattepe’nin başına neler geleceği vurgulanmış ve risk, bu madenle ilgili ısrar devam ettikçe artıyor. Kim bilir, belki de talan edilecek bölgenin başına gelecekler her geçen gün daha da korkutucu oluyordur.
    Kafkas Üniversitesi Artvin Orman Fakültesi’nin 2007 yılında yayınladığı ve altında 22 akademisyenin imzası bulunan rapor, Cerattepe’nin ve dolayısıyla Artvin’in başına gelecekleri açık bir şekilde dile getiriyor: Felaket.

    2007 yılında bakır madenciliğine odaklanmış olan proje, şu sıralar altın madeni olarak da genişletilmiş durumda. O yıl Kafkas Üniversitesi akademisyenlerinin hazırladığı raporda da bu çalışmanın daha sonra altın madenciliğine de kayabileceğini, bunun sonuçlarının çevre açısından çok daha korkunç olacağı belirtiliyordu. Bilirkişi raporuna göre Cerattepe’deki maden ocağı için kurulacak alan, 31 hektar büyüklüğünde. Bu, oldukça geniş bir alandan bahsettiğimizi anlatmak için yeterli. Raporda projeye konu olan alanın tamamının ve çevresinin de verimli devlet ormanlarıyla kaplı olduğu vurgulanıyor. Yani olan yine ağaçlara ve ormanlara olacak. Bu ocağın kurulması için 50 binden fazla ağaç kesilecek. Ancak bölgeyi bekleyen tek sorun kesilecek olan ağaçlar ve o ormanda yaşayan türlerin yok edilecek olan hayatı değil. Altın madeni, zehirli 3,5 milyon metreküp atık malzeme ve devasa bir atık barajının bu bölgeye kurulmasına neden olacak. O baraj, sonsuza kadar orada kalacak. Tüm zehri ve çirkinliğiyle. Ayrıca eğer işletme iflas ederse –olası bir durum nihayetinde- 2007 yılındaki raporda işletmenin çevrenin temizlenmesi için herhangi bir maddi teminat vermeyeceği belirtiliyor. Yani işletme batarsa, faturası bize kesilecek.

    Faturası bize kesilecek demişken anayasanın 169. Maddesini tekrar hatırlayalım: kamu yararı yoksa ormanlık alan tahribatı yok! Peki bu altın madeninde kamu yararı söz konusu mu? “Kamu yararı gözetiliyor” diyebilmek için, bu projenin çevre, sağlık ve eğitim gibi birçok konuda yarar içermesi gerekiyor. Ancak elbette bu söz konusu değil. Artvin’in yaşam destek sistemleri için riskler taşıması da cabası.

    “Artvin uyuma!”

    Halk, meydanlarda yürüyüşler yapıyor. Dernekler açıklama üstüne açıklama yapıyor. Bilirkişi raporları yapılmaması gerektiğini vurguluyor, ancak madencilik şirketi, ısrarına devam ediyor. “Bu iş ben istediğim için yapılacak” ısrarı çevreden ve insan hayatından daha değerli oluyor. Altın, insan hayatına göre geçer akçe zira.
    Devlet, yükümlülüğünü yerine getirip çevreyi ve insan hayatını korumayı, anayasasıyla beyan etmişken, bölgede yaşayan tüm canlıların yaşamını tehlikeye atmak ve bir bölgeyi yaşanmaz hale getirmek neden? Cerattepe halkı anayasaya dayanıyor. Devlet de anayasaya dayanarak hareket etmeli.

    Mynet Youtube


    En Çok Aranan Haberler