Mynet Trend

BİZE ULAŞIN

Mynet Tatil Bulucu

1 Kimle tatile çıkıyorsunuz?
2 Yurt içi mi yoksa yurt dışı mı tatil yapmak istiyorsunuz?
3 Yaz Tatili mi Kış Tatili mi?
4 Ne tür tatil arıyorsunuz?
5 Vizeniz var mıdır?
6 Balayı Tatili mi yapmak istiyorsunuz?
7 Eğer Seçiminiz yurt içi ise Tatil yapmak istediğiniz yerler?
7 Eğer Seçiminiz yurt dışı ise Tatil yapmak istediğiniz yerler?
8 Eklemek istediğiniz farklı detaylardan burada bahsedebilirsiniz.
    Kalan mesaj: 10

    Akıllı Şehirlerin Neden Olabileceği Sorunlar

    İnsanların ihtiyaçlarını ön plana almadan şehirleri veri madenlerine dönüştürmenin bir anlamı yok.

    “Akıllı” şehirlerden etkilenmemek mümkün değil. Sensörlerle ve verilerle desteklenen oldukça etkili sistemler, kentleşmenin mevcut ve ilerideki problemlerini ortadan kaldıracağına dair vaatlerde bulunuyor. Akıllı trafik ışıkları trafiğin akışına göre düzenleniyor, otopark parası talebe göre değişiyor ve otonom toplu taşıma araçları gibi temel altyapı sistemleri ihtiyaçlarımızı algılayacak ve internete bağlı olan takvimlerimizdeki bilgilere göre, daha şoföre haber bile vermeden istediğimiz taşıt kapımızın önünde olacak. İşte bu sözde ütopik alanlarla ilgili sorun her şeyin teknoloji ile yönetilmesi. Teknoloji var diye her alanda kullanmak zorunda mıyız? Diyelim ki teknoloji elini değdiği her şeye fazladan bir değer katıyor, peki bizim doğa ile etkileşimimizi nasıl etkileyecek? Akıllı şehirler teknoloji dahilinde gelişmeli. Bu akıllı şehir olayı sadece Nesnelerin internetine bağlı bir kol değil, bir şehir de sadece bu yüzden akıllı olmayı kabul etmek zorunda değil. “Akıllı Şehir” kavramı adeta “Akıllı Cihaz” kavramına benziyor. Akıllı telefonlarımız ve akıllı saatlerimiz var, fakat bunlar sadece birer cihaz ve değerlerinin ortaya çıkması için insan etkileşimine ihtiyaç duyuyorlar.

    ![](https://imgrosetta.mynet.com.tr/file/12547001/640xauto.jpg)

    Akıllı şehirle ilgili benim sıkıntım şehrin “dijitalleşmesi” ya da “akıllılaştırılması”, bu da bizi hiper- bağlanabilirlik ve veri güdümlü bir yola sokabilir. Fakat bir şehir kesinlikle bundan daha fazladır. Altyapılar tarafından desteklenen şehirler insanların yuvasıdır. Şehirler insanların bir alanda beraber yaşamanın avantajlarını deneyimlediği yerlerdir. Hizmetlere erişim ve kültür kentleşmede kelimenin faydalarındandır.

    “Akıllı” şeyleri şehir altyapısına eklemenin şüphesiz ki avantajları olacaktır. Fakat bu konuya daha geniş çerçeveden bakılmalı. Akıllı şehirler, şehirleri ve insanları birbirlerine bağlar ve talep edilen hizmetler insanların hayatına değer katar (Facebook’un bu sebepten dünya çapında popüler olduğunu biliyoruz). Akıllılaştırma şehre yardım etmelidir; örneğin hükumetin daha iyi hizmet vermesini sağlamalıdır. Geleceği planlama açısından düşünecek olursak akıllılaştırma insanların değişen taleplerine ayak uydurarak şehirlerin büyümesine ve gelişmesine imkan tanımalıdır.

    Bu yüzden akıllı demek yerine bağlantılı şehirler demeyi tercih ediyorum. İnsanları başka insanlara, hizmetlere ve altyapı sistemlerine bağlamak. Akıllı, bağlantılı bir şehirde merkez insandır ve bu şehir sakinlerine ve ziyaretçilerine istedikleri her şeyi daha kolay bir şekilde sunmalıdır. Akıllı, bağlantılı bir şehir iş olanaklarının, hizmet kalitesinin, sanatın ve kültürün, kamu tesislerinin ve ulaşım koşullarının daha iyi olmasını sağlamalı ve bu sayede yaşanabilirliği artırmalıdır.

    Akıllı, bağlantılı şehir seçenekleri kısıtlamak yerine artırmalıdır. Örneğin geç kaldığım zamanlarda Google’ın bana gideceğim yere zamanında nasıl ulaşacağımı belirtmesini çok seviyorum. Fakat başka zamanlarda, her ne kadar yanlış yöne sapsam veya yanlış yola girsem de kaybolarak yeni yerler keşfediyor ve şehri gezerek rahatlamak istiyorum. Daha farklı şekilde düşünecek olursak bir şeyi satın alırken bankam ya da sadakat programım tarafından takip edilmemek gibi bir tercihim olmalı; ya da istediğim hizmetlere, şehir altyapısına ulaşabilirken diğer bazı şeylerden kaçınabilmeliyim.

    ![](https://imgrosetta.mynet.com.tr/file/12547007/640xauto.jpg)

    Ayrıca akıllı, bağlantılı şehirlerin sadece lüks cihazları satın alabilen insanları değil, (cihaz kullanmayı bilmeyen insanları da düşünerek) herkesi kapsaması gerekli. Bence gerçek akıllı, bağlantılı şehirlerle ilgili en heyecan verici vaat bu, mükemmel dengeleyici potansiyeli olan bir dijital altyapı. Herkes şehrin tasarımı ve yaratılışı ile ilgili bilgilere ve verilere ulaşabilir.

    Benim ideal kavramım ise tabii ki toplu düşünce şeklimizde değişiklik olması. Geçmişte hükümetlerin bizler için bir şeyler yaptıklarını gördük. Fakat artık dijital olarak mümkün olan bu ortamda, veri girişlerinin koordineli tasarımı ile ilgili artan beklenti var. Belki akıllı, bağlantılı şehir ekosisteme ya da şehir sakinlerinin ve büyük ya da küçük iş yerlerinin gerçekten kendilerini rahatsız eden sorunlara çözüm bulabilmeleri için devletin, altyapının devreye alınmasını sağlaması da oldukça önemli. Ancak böyle bir model devlet/insanlar/kurumlar arasındaki bağlantıyı eskiden olduğundan çok daha bulanık hale de getirebilir. Şehirlerin bizim için bir şeyler yapmasını beklemeye devam edeceğiz fakat söz konusu bağlantılar şehir ile ilgili olarak mı birleşecek ve ekosisteme de bağlı olacak mı?

    Bu tarz bir platformu hayata geçirmek ekosistemin tüm üyeleri arasında ciddi bir değişiklik gerektirecektir. En basitinden şehirlerin altyapı sağlayıcısı olmasını sağlamalı; şehir sakinlerinin de çözülmesini talep ettikleri problemleri ve çözümleri ile veriler sağlamasını gerektirmektedir. Tabii ki bu bağlantılar tam olarak gizli saklı olmayacak ve bu yeni “akıllı” ekosistemin çalışması için şehirdeki tüm iş modellerini gözden geçirilmesi gerekecek… Kim buna para harcar ki?

    ![](https://imgrosetta.mynet.com.tr/file/12547013/640xauto.jpg)

    Bu da bizi akıllı, bağlantılı şehirlerin uygulanması ile ilgili en önemli soruna yöneltiyor: işbirliği yapmaya gönüllü doğa ile sadece bugünkü şehir sakinlerinin değil, gelecek nesillerin de temel ihtiyaçları yeniden, en başından düşünülmeli. Bu işbirliğini kurarken kendimizi bir hissedar değil de, ortak olarak görmeliyiz. Acaba henüz o seviyede görüyor muyuz kendimizi? Bu yüzden mükemmeli aramak yerine kademeli, uzun dönemli ve büyük değişikliğin karmaşasında sakin kalmalıyız. Vizyonun sadece biz değişiklik yaparsak değişeceğini bilmeli ve rahatsız olmaktan rahatsız olmamalıyız.

    Vizyonun prensip odaklı ve önceden kalıplamış olması yerine gelecek odaklı, insan merkezli, yaşanabilir ve dengeli alan olarak düşünülmesi gerekli. Teknolojinin değişme ve gelişme hızının bizi ileride nereye götüreceğini bilmiyoruz, o yüzden kurgusal geleceğe hazır olup olmadığımızı bile bilmediğimizi kabul etmeliyiz.

    Kaynak

    Mynet Youtube


    En Çok Aranan Haberler